BOS BOŞ KONUŞMA YERİNE İŞ YAPMA ZAMANİ

BOS BOŞ KONUŞMA YERİNE
İŞ YAPMA ZAMANİ
Galiba,
Günümüz insanının sıkıntı, problem ve çatışmalarının en önemli sebebi anlama kıtlığı!
Yani, bu dinlemek istemiyenlerin çoğunlukta olduğu anlamına gelir. Diğer bir deyişle söyleyecek olursak; konuşanların sayısında haddinden fazla, aşırı derece de bir aşırılik var!
Konuşan, konuşmak isteyen çok fazla.
Dinleyenler ise yok denecek kadar az!
Oysa,
Bu konuşmacılar kahır çoğunluğu, Çok bilgili, eğitim li, yetenekli, çok istekli ve hevesli görünüyorlar. Konuşmaya, anlatıma gelince herkes en alâsını biliyor…
Sesli, sessiz, yazılı ve resimli herşey anlatım için en uygun bir malzeme…
Konuşmada, konuşturma da hiç sıkıntı yok. Baldan tatlı mı tatlı. Şırıl şırıl akıp giden su misali, berrak ve tertemiz üslupla konuştukça konuşuyorlar…!
O kadar güzel anlatılıyor ki;
Heyacan, aksiyon dolu ve insanı düşündüren veciz sözlerle inci gibi döktürüyorlar! Adamların nasıl söze başladığını ve nasıl bittiğinin hiç farkına bile varamıyorsun!?.
Sokakta, park ve bahçelerde, evde, internette ve bilhassa tvlerde sürekli konuşan, anlatan bir sürü insan var.
Buna mukabil,
Anlayan, dinleyen bir sürü, yüzlerce, binlerce insan malesef ki yok. Olsa bile, tek tük denecek kadar iyice az…
O zaman,
Madem ki bu kadar anlatan insan çok fazla da; anlayanları, dinleyenleri niye çok az görünüyor?
Sebebi, cevab ise gayet basit;
-Konuşanlar samimi değil! Çok lafta, çok yalan mantığı düstur olmuş. Birde uyarmak, faydalı olmak değil de egolarını tatmin için ve kendilerini ön plana çıkarabilmek amacıyla konuşuyorlar.
Hal böyle olunca,
Vatandaş, anlatılanları gereksiz, lüzumsuz bulduğundan bu konuşmalara şöööyle yan gözle bakıp, azıcık dahi ilgilenmiyorlar.
Doğrusu, pekte haksız sayılmazlar. Onun bunun gazını almak için niye saatlerce zamanını harcasin? Uykusuz kalsın?
Herkes herşeyi konuşuyor. Akşam sabah tartışmalar, çekişmeler devam ediyor…
Bilhassa siyasilerin bir kesimi konuştukca konuşuyorlar.
Onlara destek amaçlı prf. ve hocalarda konuşuyor,
Gazeteciler dersen en sihirli sözlerle, en etkileyici misallerle bunlarda sürekli konuşuyor.
Derneği, sendikası, odası, yuvası, birliği dirliği derken diğer kalanlarda işi gücü bırakıp en siyasi konuşmaları yapıyorlar.
Dahası var,
Bürokrasiden, kurumlardan konuşmaya, görünmeye hevesli olanları da katarsak, daha da uzayıp giderler…
Bu kadar yüksek konuşma enflasyonu halkı bezdirdi.
Milleti bıktırdılar…
İnanın,
Birde zamane insanı çok uyanık. Leb demeden leblebiyi anlıyor!
İletişim iyice ilerlemiş.
Konuşmadan, hal diliyle herkes rahatlıkla kimin neyi ve nasıl konuşacağını çok iyi bildikleri için; ilgi alaka kalmıyor.
İşte böyle ortamın hali!
Milleti boş laflarla boğmak yerine, iş yapmak lazım! Yetmez…
Birde iş yapanı sevip, sayıp, sahiplenmek lazım…